7 Aralık 2010 Salı

POL0NEZKÖY'DE POLİNA HOUSE





Hem İstanbul'da olup hem İstanbul'dan kaçıp kafa dinlemek ,doğayla başbaşa olmak isteyenler için, hem yeni bi manita ayarladım hafif romantizim biraz pastoral takılalım diyorsanız (zaten siziniçin  baştan biçilmiş kaftan bir mekan) , bide benim gibi rastgele yolu düşmüş beklentisizler için müdavimi olunucak bir mekan Polina...

Erken haftasonu planları yapmaya erken başlayanlar için daha önce ailecek gidip çok beğendiğimiz Polonezköy'de ki Polina House'u  anlatmak  istedim.
Polina Polonezköy'ün merkezine gelince Leonardo'dan sola sapıp dümdüz aşağıya doğru yaklaşık  1 km sonra ,yön duygum çok geliştiremediğim için ancak bu kadar tarif edebiliyorum ama araba olmadan gidilmesi çok zor bir yer yazının başında bunu belirtmek de fayda var..

Çok şirin tahta objelerle dekore edilmiş bi Polenez restoranı diyebiliriz polina için, ayrıca küçük bir pansiyonu,yürüme parkuru, kendisi mangal yapmak isteyenler için özel mesire yeri var ayrıca çocuk parkıda mevcut...

Yol boyu Polina'nın karpatgasının,,cheesecakelerinin ne kadar lezzetli olduğunu dinleyince anlatanların açıkçası abartılı olduğunu ,Polenezköy'de ne tatlısı olacak diye düşünmüştüm ki çok yanılmışım..

Hiçbir beklenti içinde olmadan gittiğim yerlerde beni şaşırdan hatta utandıran sürprizlere bayılıyorum.

Pastaların olduğu dolabın önünde durup ondan da istiyorum bundan da istiyorum diye resmen krize girince yanıldığımı anladım....

Burda yenilebilecek ilk tatlı bi polenez pastası olan karpatga görünüşü insanı cezbetmesede inanılmaz lezzetli ve farklı bir lezzet..çok çabuk bitiyormuş o yüzden önceden ayırtmak bile gerekebiliyormuş.

İkinci çok beğendiğim lezzet cheese cake hayatımda yediğim en güzel cheese cake burda yedim,cheesecakenin aroması limonla karşık hafif irmikli inanılmaz güzel bi lezzetdi.Tadı damağımda en kısa zamanda tekrar yiyeceğim:)




Diğer yediğimiz pastaları da tek tek anlatmayayım ama hepsi çok lezzetliydi,tek başıma yemedim tabi hepsini 6 kişi 7 farklı pasta tabağı aldık...Burda çay olayıda süper bir demlik çayı altında orta harlı ateşi olan bir mangalda getirip masanın kenarına koyuyorlar. Bi çay, bi muhhabet, bi pasta, bi iki yorum şeklinde acayip keyifli vakit geçirdik...

Haftasonları köy kahvaltısı veriyorlarmış ,özellikle et ve salata menüleri çok lezzetli..Kaliteli malzeme kullanıp inanılmaz güzel lezzetler yaratan bir restoranı var.

Hem İstanbul'da olup hem İstanbul'dan kaçıp kafa dinlemek ,doğayla başbaşa olmak isteyenler için hem yeni bi manita ayarladım hafif romantizim pastoral takılalım diyorsanız (zaten sizin baştan biçilmiş kaftan bir mekan) , bide benim gibi rastgele yolu düşmüş beklentisizler için müdavimi olunucak bir mekan Polina...

Yazının sonunda hesap kitap işleri hakkında bilgi vermek isterdim ama malesef bi centilmen hesabımızı ödediği için öğrenemedim.Sadece köy kahvaltısı kişi başı 30 tl olduğunu duydum,herhalde çok pahallı bir yer değildir.



Mekan ve pansiyon için daha detaylı bilgi için http://www.butikoteller.com.tr/otel/polina-house--polonezkoy.html
*Bu yazı 06.Ekim.2010 tarihinde dipnot.tv yayınlanmıştır http://www.dipnot.tv/YaziDetay.aspx?ID=1985

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder